çabuk çabuk - Turkish English Dictionary

çabuk çabuk

Meanings of "çabuk çabuk" in English Turkish Dictionary : 6 result(s)

Turkish English
General
çabuk çabuk in a hurry adv.
çabuk çabuk very quickly adv.
çabuk çabuk fleetly adv.
çabuk çabuk upon the spot adv.
Idioms
çabuk çabuk a mile a minute expr.
Music
çabuk çabuk tosto adv.

Meanings of "çabuk çabuk" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
Common Usage
çabuk fast adv.
Okay, here, just put it on fast.
Tamam, işte, çabuk giy şunu.

More Sentences
General
çabuk sinirlenme short temper n.
He has a short temper.
Çabuk sinirleniyor.

More Sentences
çabuk öfkelenme temper n.
She loses her temper easily.
Çabuk öfkeleniyor.

More Sentences
çabuk öğrenen quick learner n.
Tom is a quick learner, isn't he?
Tom çabuk öğrenen biri, değil mi?

More Sentences
çabuk öğrenen fast learner n.
Let's pray he turns out to be a fast learner.
Dua edelim o çabuk öğrenen biri çıksın.

More Sentences
çabuk olmak be quick v.
Be quick about it.
Bu konuda çabuk olun.

More Sentences
çabuk zengin olmak get rich quick v.
Is there any way to get rich quick?
Çabuk zengin olmanın bir yolu var mı?

More Sentences
çabuk olmak hurry up v.
Hurry up.
Çabuk olun.

More Sentences
çabuk atlatmak recover quickly v.
We recovered quickly from the food poisoning.
Gıda zehirlenmesini çabuk atlattık.

More Sentences
çabuk sıkılmak get bored quickly v.
I got bored quickly.
Çabuk sıkıldım.

More Sentences
çabuk geçmek go by quickly v.
Time goes by quickly.
Zaman çabuk geçer.

More Sentences
çabuk iyileşmek get well soon v.
I got well soon.
Çok çabuk iyileştim.

More Sentences
çabuk iyileşmek recover fast v.
Tom recovered faster than we expected.
Tom beklediğimizden daha çabuk iyileşti.

More Sentences
çabuk yorulmak get tired quickly v.
She gets tired quickly.
Çabuk yorulur.

More Sentences
çabuk alınmak be easily offended v.
Tom is easily offended.
Tom çabuk alınır.

More Sentences
çabuk sıkılmak get bored quickly v.
Tom gets bored quickly.
Tom çabuk sıkılır.

More Sentences
çabuk kavrayan quick adj.
Tom was quick to catch on.
Tom çabuk kavradı.

More Sentences
kadar çabuk as quickly as adj.
A serious constitution cannot be devised as quickly as that.
Ciddi bir anayasa bu kadar çabuk hazırlanamaz.

More Sentences
çabuk hazırlanan instant adj.
Tom ate a bowl of instant noodles.
Tom bir kase çabuk hazırlanan erişte yedi.

More Sentences
yeterince çabuk quick enough adj.
The weekend can't come quick enough.
Hafta sonu yeterince çabuk gelemez.

More Sentences
çabuk sinirlenen quick-tempered adj.
Tom is quick-tempered, isn't he?
Tom çabuk sinirlenir, değil mi?

More Sentences
çabuk sinirlenen short-tempered adj.
I'm pretty short-tempered.
Çok çabuk sinirlenirim.

More Sentences
çabuk bozulan (yiyecek) perishable adj.
It is right that perishable goods, and foodstuffs in particular, should be excluded from the restrictions.
Çabuk bozulabilen malların ve özellikle de gıda maddelerinin kısıtlamaların dışında tutulması doğrudur.

More Sentences
daha çabuk quicker adj.
Tom is still quicker at doing that than Mary.
Tom hâlâ bunu yapmada Mary'den daha çabuktur.

More Sentences
çabuk soon adv.
It's great you could get over here so soon.
Buraya bu kadar çabuk gelebilmeniz harika.

More Sentences
daha çabuk sooner adv.
What will a child learn sooner than a song?
Bir çocuk bir şarkıdan daha çabuk ne öğrenir?

More Sentences
çabuk sooner adv.
The sooner Zimbabwe is rid of them the better for that wonderful country and the better for its people.
Zimbabve onlardan ne kadar çabuk kurtulursa, bu harika ülke ve halkı için o kadar iyi olur.

More Sentences
yeterince çabuk soon enough adv.
Tom didn't accelerate soon enough.
Tom yeterince çabuk hızlanmadı.

More Sentences
çabuk quickly adv.
I guess I am not going to get any clearer statement other than "as quickly as possible".
Sanırım "mümkün olduğunca çabuk" dışında daha net bir ifade alamayacağım.

More Sentences
çabuk fast adv.
So grow up fast, kid, I'm waiting for you.
Çabuk büyü çocuğum, seni bekliyorum.

More Sentences
çabuk ol! hurry up! interj.
Hurry up.
Çabuk ol.

More Sentences
Phrasals
çabuk dönmek hurry back v.
Tell Tom to hurry back.
Tom'a söyle çabuk dönsün.

More Sentences
Colloquial
çabuk dön hurry back expr.
Hurry back.
Çabuk dön.

More Sentences
Common Usage
çabuk üreyen prolific adj.
çabuk sinirlenen petulant adj.
çabuk öfkelenen irascible adj.
çabuk prompt adj.
eli çabuk swift-handed adj.
çabuk yanan/tutuşan inflammable adj.
çabuk quick adv.
çabuk quick expr.
General
çabuk eğip kaldırma veya eğilip kalkma hareketi bob n.
çabuk kızma inflammability n.
çabuk gelip geçen kimse transient n.
bir şeyin iç yüzünü çabuk kavrama yeteneği insight n.
çabuk subito n.
çabuk kavrama receptivity n.
çabuk tırmanma rapid climb n.
çabuk alevlenme inflammability n.
çabuk kavrama yeteneği acumen n.
çabuk ve anlaşılmaz konuşma gabble n.
çabuk kavrama aptness n.
çabuk konuşma patter n.
bocalayan ve çabuk karar değiştiren kişi whiffler n.
çabuk unutulma evanescing n.
kuru ve çabuk tutuşan madde (kav gibi) tinder n.
çabuk iyileşme gücü resilience n.
çabuk parlama quickness n.
çabuk öfkelenme irritability n.
çabuk kavrayabilirlik acuteness n.
çabuk konuşma jabbering n.
çabuk öfkelenme short temper n.
çabuk kavrama acuteness n.
çabuk verilen cevap retort n.
nefesin çabuk kesilmesi shortness of breath n.
çabuk çekme jerk n.
çabuk davranma promptitude n.
çabuk ve anlaşılmaz konuşma sputter n.
çabuk konuşma volubility n.
çabuk konuşma jabber n.
çabuk kızma quickness n.
eli çabuk kimse hustler n.
çabuk parlama inflammability n.
çabuk bozulabilen gıda maddeleri perishables n.
çabuk kızma petulance n.
çabuk hazırlanan yemekler fastfood n.
çabuk ve kesik bir el sallama a flick of the wrist n.
çabuk sinirlenme irascibility n.
çabuk çoğalma proliferation n.
çabuk yapılan şey quickie n.
çabuk parlayan kimse spitfire n.
çabuk bir sallama hareketi flick n.
çabuk kavrama durumu receptiveness n.
çabuk artma snowballing n.
çabuk kızan kimse hothead n.
çabuk cevap riposte n.
çabuk karar prompt decision n.
çabuk karar snap decision n.
çabuk toparlanma swift recovery n.
çabuk iyileşme swift recovery n.
çabuk öfkelenme snappishness n.
çabuk öfkelenme pettishness n.
çabuk öfkelenme peevishness n.
çabuk öfkelenme surliness n.
çabuk öfkelenme biliousness n.
çabuk kavrayış acumen n.
çabuk kavrama acumen n.
çabuk donma flash set n.
çabuk priz flash set n.
çabuk sinirlenen kimse hot-tempered person n.
küçük yatırımla çabuk zengin olma planı get-rich-quick scheme n.
çabuk yanıtlama comeback n.
çabuk kavrayış receptivity n.
çabuk şarj quick charge n.
çabuk nakliye quick transport n.
çabuk sinirlenen sorehead n.
çabuk yemek servisi fast food service n.
çabuk takılan maske quick donning mask n.
çabuk cevap swift response n.
çabuk yanıt swift response n.
çabuk yanıt quick response n.
çabuk cevap quick response n.
bazı ağaçlardan elde edilen çabuk yanabilen bir odun torchwood n.
çabuk tepki quick response n.
çabuk kavrama yeteneği aptitude n.
afet sonrası çabuk toparlanabilen toplum disaster resilient society n.
çabuk kavrama yeteneği quickness of mind n.
uzaklık, yükseklik ve konum açısını çabuk bir şekilde ölçen alet tachymeter n.
çabuk sinirlenme techiness n.
çabuk sinirlenme tetchiness n.
çabuk cevap regest [obsolete] n.
botun içine sokulmuş tulumdan oluşan ve çabuk giyilebilen itfaiyeci giysisi turnouts n.
botun içine sokulmuş tulumdan oluşan ve çabuk giyilebilen itfaiyeci giysisi turnout clothes n.
botun içine sokulmuş tulumdan oluşan ve çabuk giyilebilen itfaiyeci giysisi bunker clothes n.
botun içine sokulmuş tulumdan oluşan ve çabuk giyilebilen itfaiyeci giysisi bunker suit n.
çabuk toparlayabilme elasticity n.
kendini çabuk toparlayabilme elasticity n.
çabuk hizmet prompt service n.
çabuk anlama quick-wittedness n.
çok çabuk uyum sağlayan kimse zelig n.
çabuk büyüme epidemic n.
el falcılarının saldırganlık veya dayanıklılık, bazen de çabuk alevlenen bir mizaç ile ilişkilendirdikleri el çizgisi martian n.
çabuk öfkelenen kimse wildcat n.
çabuk iyileşme gücü resiliency n.
çabuk sinirlenme melancholy [obsolete] n.
bir dizi zekice ve çabuk verilen yanıt repartee n.
çabuk kavrama glegness n.
(eskrimde) çabuk karşılık riposte n.
çabuk kavrayabilirlik depth n.
suçluların suç mahallinden çabuk kaçabilmesi için çalışır durumda bırakılan araba getaway car n.
eli çabuk kimse rusher n.
çabuk parlama inflammabillty n.
çabuk alevlenme inflammabillty n.
çabuk yorulma fatigability n.
nefesin çabuk kesilmesi sob n.
çabuk sinirlenen kimse spunkie [scotland] n.
çabuk olma mücadelesi race n.
çok çabuk gitmek fly v.
çabuk ve anlaşılmaz konuşmak sputter v.
çabuk yemek gobble v.
çabuk olmak make haste v.
çabuk ve kesik bir şekilde elini sallamak flick one's wrist v.
çabuk eğilip kalkmak bob v.
çabuk büyümek shoot up v.
çabuk ve kötü bir el yazısıyla yazmak scribble v.
çabuk çabuk konuşmak jabber v.
çabuk olmak buck up v.
daha çabuk büyümek outgrow v.
elini çabuk tutmak hurry up v.
elini çabuk tutmak jump to it v.
çabuk gitmek speed v.
çabuk sinirlenmek fly into a temper v.
çabuk açıp kapamak (farları) wink v.
çabuk olmak hustle v.
çabuk söylemek patter v.
çabuk çabuk söylemek rattle off v.
çabuk (yapmak) istemek be in a hurry to v.
çabuk ve anlaşılmaz konuşmak splutter v.
çabuk ve anlaşılamayacak bir şekilde konuşmak gabble v.
çabuk yiyip bitirmek gobble up v.
çabuk çoğalmak proliferate v.
çabuk cevap vermek riposte v.
çabuk çabuk sallamak flutter v.
çabuk eğip kaldırmak bob v.
çabuk unutmak have a short memory v.
çabuk dönmek reel v.
çabuk öfkelenmek fly into a temper v.
çabuk cevap vermek retort v.
çabuk olmak hurry v.
çabuk bakmak take a quick look at something v.
çabuk atlatmak overcome quickly v.
çabuk geçmek pass quickly v.
çabuk iyileşmek have a quick recovery v.
çabuk toparlanmak recover fast v.
çabuk bıkmak get bored quickly v.
elini çabuk tutmak come on v.
çabuk çabuk ve anlaşılmaz biçimde konuşmak gabble v.
çabuk ve üstünkörü okumak skim over v.
çabuk ve üstünkörü okumak skim through v.
-den daha çabuk büyümek outgrow v.
çabuk büyümek overgrow v.
çabuk çabuk yemek gobble v.
çabuk sinirlenmek get mad quickly v.
çabuk sinirlenmek have a short fuse v.
çabuk sinirlenmek have a quick temper v.
çabuk yorulmak get exhausted quickly v.
hemen/çabuk olup bir şeyler yapmak hurry up and do something v.
çabuk sinirlenmek anger easily v.
çabuk öfkelenmek anger easily v.
çabuk iyileşmek get well fast v.
çabuk iyileşmek get well quickly v.
çabuk ve kararlı davranmak take time by the forelock v.
çabuk cevap vermek regest v.
(eskrimde) çabuk karşılık vermek ripost v.
(eskrimde) çabuk karşılık vermek riposte v.
çabuk çabuk yürümek chip [dialect] v.
(alçıyı) çabuk kuruması için belirli oranlarda karmak gauge v.
çabuk sertleşmesi için alçıyı harç ile karıştırmak gauge v.
çabuk davranmak streek v.
çabuk unutulmuş evanesced adj.
çabuk koşar swift of foot adj.
çabuk etkilenip aniden değişebilen volatile adj.
çabuk expeditious adj.
çabuk sarsılan squeamish adj.
kendini çabuk toparlayan resilient adj.
herkesle çabuk ahbap olan kimse hail fellow well met adj.
çabuk kestirilemez invisible adj.
çabuk tutuşur inflammable adj.
çabuk strip adj.
eli çabuk deft adj.
çabuk çürüyen perishable adj.
çabuk kavrayan receptive adj.
çabuk sharp adj.
kadar çabuk as rapid as adj.
çabuk parlar irascible adj.
çabuk ve kendinden emin crisp adj.
çabuk çabuk konuşulmuş jabbered adj.
çabuk sinirlenen hasty adj.
eli çabuk dextrous adj.
akıllı ve çabuk kavrayan apt adj.
eli çabuk efficient adj.
çabuk bulanan queasy adj.
eli çabuk swift adj.
çabuk precipitous adj.
eli çabuk fast working adj.
çabuk sinirlenen hot tempered adj.
çabuk fleet adj.
çabuk kızan spunky adj.
çabuk lissom adj.
çabuk kızan techy adj.
çabuk çoğalan prolific adj.
çabuk geçen swift adj.
çabuk snappy adj.
yeni durumları çabuk kavrayıp onlara alışabilen (zeka) supple adj.
çabuk etkilenen sensitive adj.
çabuk kızan peckish adj.
çabuk büyüyen (bitki) spontaneous adj.
eli çabuk fast adj.
çabuk kavrayan percipient adj.
çabuk ve kolay like smoke adj.
eli çabuk expeditious adj.
eli çabuk dexterous adj.
çabuk expedite adj.
çabuk küsen touchy adj.
çabuk sinirlenen prickly adj.
çabuk geçen fleeting adj.
çabuk geçen pecking adj.
çabuk kızan (ufak şeylere) testy adj.
çabuk kızan resentful adj.
çabuk geçen fugitive adj.
çabuk nimble adj.
çabuk öfkelenen fiery adj.
çabuk early adj.
çabuk öfkelenen passionate adj.
eli çabuk adroit adj.
fazlasıyla çabuk yapılan summary adj.
çabuk ready adj.
çabuk öfkelenen short tempered adj.
çabuk öfkelenir inflammable adj.
çabuk kavrayan apprehensive adj.
çabuk etkilenen easily hurt adj.
çabuk lissome adj.
çabuk impetuous adj.
eli çabuk sharp adj.
çabuk presto adj.
çabuk öfkelenen quick tempered adj.
en eli çabuk sharpest adj.
en çabuk sharpest adj.
çabuk azan irritable adj.
çabuk kızan irritable adj.
çabuk hasty adj.
çabuk rapid adj.
çabuk quick adj.
çabuk kızan growly adj.
çabuk müteessir olmayan nonsusceptible adj.
çabuk sinirlenen iracund adj.
çabuk unutan irretentive adj.
çabuk swift adj.
çabuk parlayan iracund adj.
çabuk kavrayan apt adj.
çabuk yanar flammable adj.
çabuk light-footed adj.
ayağına çabuk light-footed adj.
çabuk parlayan (kimse) hot-blooded adj.
çok çabuk double-quick adj.
çabuk sinirlenen easily-angered adj.
çabuk kavrayıp hemen gerekeni yapan (durumu) quick-witted adj.
eli çabuk nimble-fingered adj.
çabuk kızan quick-tempered adj.
nefesi çabuk kesilen short-winded adj.
çabuk kavrayan quick-witted adj.
çabuk kavrayan (durumu) quick-witted adj.
çabuk kavrayıp gerekeni hemen yapan quick-witted adj.
çabuk kızan short-tempered adj.
çabuk immediate adj.
çabuk etkilenir impressionable adj.
acil (yiyecek vb) çabuk ve kolay hazırlanabilen instant adj.
çabuk geçen transient adj.
çabuk kırılır labile adj.
çabuk kızan peppery adj.
çabuk kızan temperamental adj.
ufak tefek şeylere çabuk kızan fractious adj.
ufak tefek şeylere çabuk kızan testy adj.
ufak tefek şeylere çabuk kızan tetchy adj.
ufak tefek şeylere çabuk kızan petulant adj.
ufak tefek şeylere çabuk kızan peckish adj.
ufak tefek şeylere çabuk kızan pettish adj.
ufak tefek şeylere çabuk kızan cranky adj.
ufak tefek şeylere çabuk kızan nettlesome adj.
ufak tefek şeylere çabuk kızan irritable adj.
ufak tefek şeylere çabuk kızan peevish adj.
ufak tefek şeylere çabuk kızan techy adj.
gözden çabuk kaybolan evanescent adj.
çabuk promt adj.
çok çabuk/hızlı bir şekilde sharpish adj.
çabuk pacy adj.
çabuk sinirlenen choleric adj.
çabuk kavrayan perceptive adj.
çabuk sinirlenen pettish adj.
çabuk öfkelenen fractious adj.
çabuk öfkelenen peevish adj.
çabuk öfkelenen cranky adj.
çabuk öfkelenen testy adj.
çabuk sinirlenen nettlesome adj.
çabuk sinirlenen fractious adj.
çabuk sinirlenen testy adj.
çabuk sinirlenen peevish adj.
çabuk sinirlenen tetchy adj.
çabuk öfkelenen petulant adj.
çabuk sinirlenen peckish adj.
çabuk öfkelenen peckish adj.
çabuk sinirlenen irritable adj.
çabuk sinirlenen cranky adj.
çabuk sinirlenen petulant adj.
çabuk öfkelenen pettish adj.
çabuk öfkelenen techy adj.
çabuk öfkelenen irritable adj.
çabuk öfkelenen nettlesome adj.
çabuk öfkelenen tetchy adj.
çabuk sinirlenen techy adj.
çabuk kuruyan quick-dry adj.
çabuk öfkelenmeyen even adj.
çabuk kanan tawie adj.
çabuk etki gösteren activate adj.
çabuk tesir eden activate adj.
çabuk tesir gösteren activate adj.
çabuk anlayan acute adj.
çabuk kavrayan acuminous adj.
çabuk telaşlanan agitable adj.
çabuk kızan raspy adj.
çabuk öfkelenen raspy adj.
çabuk kavrayan ready-witted adj.
çabuk sinirlenen redheaded adj.
çabuk nippy adj.
çabuk etkilenip aniden değişebilen temperamental adj.
çabuk etkilenen tender-hefted adj.
çabuk tith [obsolete] adj.
çabuk küsen toucheous adj.
çabuk küsen touchous [dialect] adj.
çabuk öğrenen toward [obsolete] adj.
çabuk bozulan tremulous adj.
çabuk inanan easy adj.
kendini çabuk toparlayan elastic adj.
çabuk olmayan unhasty adj.
çabuk solan evanescent adj.
çabuk sarhoş olan weak-headed adj.
çabuk kafayı bulan weak-headed adj.
çabuk başı dönen weak-headed adj.
(kostüm, kıyafet) çabuk değiştiren quick-change adj.
çabuk kuruyan quick-setting adj.
çabuk öfkelenen melancholy [obsolete] adj.
çabuk küsen miffy adj.
çabuk fark edilen observing adj.
çabuk rife [dialect] adj.
çabuk üşüyen chill adj.
çabuk üşüyen chilly adj.
eli çabuk şekilde yapılan clean adj.
aşırı çabuk overquick adj.
eli çabuk compendious [obsolete] adj.
çabuk tutuşur inflamable adj.
çabuk öfkelenen inflamable adj.
çabuk parlayan combustible adj.
çabuk üreyen conceptious [obsolete] adj.
çabuk çoğalan conceptious [obsolete] adj.
çabuk sinirlenen donsie [scotland] adj.
çabuk sinirlenen donsy [scotland] adj.
çabuk sinirlenen doncy [scotland] adj.
çok çabuk yapılan drumhead adj.
çabuk sinirlenen irous [obsolete] adj.
çabuk algılayan clear adj.
çabuk etkili olan fast-action adj.
eli çabuk feat [dialect] [uk] adj.
çabuk sinirlenen feisty [us] [canada] adj.
çabuk üreyen feracious adj.
çabuk posthaste [obsolete] adj.
çabuk pacey adj.
çabuk öfkelenen fiery-tempered adj.
çabuk kızaran flushy adj.
çabuk kavrayan pregnant [obsolete] adj.
çabuk parlayan sharp-tempered adj.
eli çabuk short adj.
çabuk geçen short adj.
çabuk prest [obsolete] adj.
eli çabuk prestidigital adj.
çabuk gaza gelen provocable adj.
çabuk gaza gelen provokable adj.
soluğu çabuk kesilen puffy adj.
çabuk sinirlenen snuffy adj.
çabuk sıkılan squeamous adj.
çabuk sıkılan squeasy adj.
çabuk stickle [dialect] [uk] adj.
çabuk karşılık veren responsive adj.
çabuk bir şekilde fleetly adv.
beklenenden daha çabuk sooner than expected adv.
çabuk pronto adv.
çabuk kavrayan bir halde receptively adv.
çok çabuk like the devil adv.
çok çabuk in no time adv.
çabuk bir şekilde lissomly adv.
çabuk like smoke adv.
çabuk in short order adv.
şeytan gibi çok çabuk like the devil adv.
çabuk erelong adv.
çok çabuk handoverfist adv.
çabuk before long adv.
çok çabuk ve kolaylıkla in two shakes adv.
çok çabuk like lightning adv.
çok çabuk in less than no time adv.
eli çabuk bir şekilde dexterously adv.
çabuk round adv.
olabildiğince çabuk as soon as possible adv.
çabuk swiftly adv.
çabuk in good time adv.
çabuk unutulacak şekilde evanescently adv.
çabuk bir şekilde lissomely adv.
mümkün olduğunca çabuk as soon as possible adv.
mümkün olduğu kadar çabuk as soon as possible adv.
çok çabuk in a matter of minutes adv.
çok çabuk at no time adv.
eli çabuk bir şekilde dextrously adv.
çabuk alacriously adv.
olabildiğince çabuk as swythe adv.
mümkün olduğu kadar çabuk as soon as conj.
çabuk ol! come along! interj.
çabuk anlamına gelen bir ön ek oxy- pref.
Phrasals
çok çabuk at full bat n.
çabuk olmak come on v.
çabuk olmak hurry on v.
elini çabuk tutmak hurry on v.
telaşlı/çabuk çabuk yürümek stride off v.
çabuk geçmek zip along v.
çabuk çabuk yemek ravin down [obsolete] v.
(bir şeyi) çabuk ve üstünkörü okumak skim over (something) v.
(bir şeyi) çabuk ve üstünkörü okumak skim through (something) v.
Phrases
çok çabuk in no time at all expr.
çok çabuk real quick expr.
çabuk buraya gel let's be having you expr.
söz çabuk yayılır word travels fast expr.
Proverb
gençler çabuk acıkır growing youth has a wolf in his belly v.
gençler çabuk acıkır a growing youth has a wolf in his belly
kötü haber çabuk yayılır bad news travels fast
az olsun dert değil ama çabuk olsun he gives twice who gives quickly
erken kalkan çabuk yol alır early bird gets the worm
ne kadar az konuşulursa mesele o kadar çabuk kapanır least said, soonest mended
Colloquial
çabuk öğle yemeği quick lunch n.
çabuk kavrayan kimse a quick study n.
çabuk/kolay pes eden an easy quitter n.
iş hayatında çok çabuk yükselen kimse whiz-kid n.
iş hayatında çok çabuk yükselen kimse ball of fire n.
iş hayatında çok çabuk yükselen kimse whizz-kid n.
iş hayatında çok çabuk yükselen kimse go-getter n.
belirli konularda çabuk tetiklenen duygusal ve koyu liberal kimse knee jerk liberal n.
çabuk kazanılan para quick buck n.
çabuk kazanılan para fast buck n.
çabuk yapılan şey fast one n.
çabuk kızan kimse hot head n.
çabuk bozulan malları taşıyan hızlı nakliye aracı hot-shot n.
çabuk olmak get it on v.
çabuk inanan easy adj.
çabuk kavrayan on the beam adj.
çabuk ol chop chop interj.
elini çabuk tut chop chop interj.
çok çabuk in leaps and bounds expr.
çabuk ol get the lead out expr.
çabuk ol! snap to it! expr.
çabuk ol! look snappy! expr.
çabuk ol! shake it up! expr.
çabuk ol shake the lead out expr.
çabuk ol! snap it up! expr.
çok çabuk flat out expr.